Nurculuk olarak bilinen Fetullah cemaatinin gerçek yüzü.

14.02.2013 22:32

"...cism-i beşerisiyle bulunan şahs-i Isa (as), o din-i hak cereyanının başına geçeceğini...":
Iki dinin ittifakı ve Hiristiyanların Kur'an'a tabi olması ile dünyada nüfus çoğunluğuna sahip olacak iki din, tek bir ses ve tek bir vücut gibi hareket edecek, bu hak dinin başına ise Hz. Isa geçecektir. Bediüzzaman bu sözünde Hz. Isa'nin yeryüzüne gelip, samimi olarak iman edenlerin başına geçeceğini Peygamberimiz (sav)'in hadislerinde haber verdiğini hatırlatmış ve bu nedenle de bu haberin mutlak gerçekleşecek olan hak bilgi olduğunu söylemiştir.
(Nurcu siteden alıntı.)
 
Yukardaki alıntıdaki hatalar ve yalanlar zincirinin boyutunu iyice görmek için Kuran'a iman etmiş olacak hiristiyanlarla, müslümanların nasıl ayrı iki inanç içinde bir olabiliyorlar açıklamasını ayrıntılarıyla bir görmek isterdim.
Kuran'a tabi olan hiristiyanlar tanımlamasıyla iki dini nereden,nasıl çıkarıyorlar !!!
Bizzat Kuran'a iman edenlere,tabi olanlara müslüman denilir...
Hiristiyan müslümanların olduğunuda nurculardan ögreniyoruz !!!
nasıl olunuyorsa tabi....
 
Nurcular olarak bilinen günümüzde Fatullah cemaatinin önder aldıkları Kürt Said'e göre iki din ittifak ederek tek vücut ve tek ses haline gelmiş olacak.
Daha sonrada bu inançta olan insanların başına Isa peygamberin geçeceği iddia ediliyor.
Kürt said'in asla hata yapmayan, agzından mutlak gerçekler dışında hiç bir söylem çıkmadıgına inanan takipçileri, bu Kürt milliyetcisi bilim fukarasının sözlerini Hak'kın sözlerinden oluşan Kuranı kerim gibi mutlak gerçekler olduguna iman ederler.
Yani Said'in sözleri Hak'kın sözleri olmuş oluyor !!!
Said'in kolay kolay anlaşılamayan saçmalıklarla dolu, bir birinin tekrarı konuların anlatıldığı yazılarında kendisinin doğruluktan hiç şaşmayan, hakikat olduğunu söylemiş olmasınınıda delil olarak gösteriyorlar !!!
Bozacının şahitleride tabiki şıracılar oluyor.
Bu cemaat'in bir tarikat olarak oluşmadığınıda bu şekilde anlamış oluyoruz.
Tarikat sözcüğünün anlamı "yol" demektir. Kuranı kerimin Kefser suresinde Allah, hz Muhammede biz sana kevseri verdik sözüyle sinsilenin Imam Ali'nin oğulları Imam Hasan ve Hüseyinle devam ettirdiğini söylediği için bütün tarikatlar, yani yollar sinsile olarak Imam Ali'ye bağlanmak zorundadırlar.
Kendisinin hiç hata yapmayan birisi olduğunu iddia eden Kürt said, sözlerinin kuranla eşdeğer olduğuna inandığı için bu yüzden ne bir mezhebe nede bir tarikata bağlanma ihtiyacı duymamıştır.
çünkü kendisi tarikatlar ve mezhepler üstü bir varlıktır.
takipçileri olan nurcular bu şekilde iman ederler.
Yani nurculukta hiç hata yapmayan,her dediğinin hakikat olduğu söylenen bu zır cahil kürtçüye peygamberlik küçük geldiği için neredeyse bir nevi ilah muamelesi yapılmakta.
çünkü Said'inde aynı Allah gibi hiç bir zaman hata yapmamış olduğuna iman ediyor nurcular.
çünkü Said'in sözerini Allah'in sözleriyle eşdeğer gördükleri için hata yapmış olmasınıda asla düşünmüyorlar.
Bu saçmalıklarına dahada bir islami cıla vurabilmek için emevi arapların zulüm ve vahşetlerini meşru kılabilmek için uydurmuş oldukları binlerce hadislerini Islamın gerçekleriymiş gibi sunuyorlar.
Oysa hz Muhammed kendi sözlerinin yazılmasını kesin kes yasaklamıştı.
Zamanında halife Ömer, bir kısım arapların hz peygamberin sözlerine kendi yorumlarını ekleyerek yazmalarından kurtulmak için herkesten yazdıkları hadisleri bir kitapta toplama bahanesiyle toplamış ve hepsini yakarak yok etmişti.
Daha sonra hz Hasanı zehirleterek öldürten, hz Hamza'nın kalbini ağzında geveleyen hind fahişesinin doğurduğu emevi muaviye zamanında başta ebu hüreyre denen ehlibeyt düşmanı kişiler tarafından binlerce hadis uydurulmaya başlanıyor.
Hz Hüseyini ve yakınlarını kerbelada katleden muaviyenin oğlu,ebu süfyan kafirinin torunu yezit'le devam edegelen sürecte eski arap ve ibrani inançları Islam içinde yer alması için binlerce hadisler Islam'ın gerçekleriymiş gibi insanlara zorbalıklarla Islam şeriatı adı altında veriliyordu.
Daha sonralarıda bu hadisler "buhari" ve "müslüm" gibi hadis toplayıcılar tarafından kitaplaştırıyor ve Islam akidesi'nin bir kısmı bu uydurulmuş hadisler vasıtasıya şekillendiriliyordu.
Esas şaşırtıcı olan, Müslüm isimli hadis kitabının yazarının bu hadisleri rüyasında hz Muhammede onaylattığı yalanının Islam dünyasında hiç rahatsızlık vermemesidir...
Bu hadislerin boyutunu görmek için biraz hesap yapmakta fayda var.
Hadislerin sayısına bakınca peygamberin hiç susmadan,uyumama şartıyla bu hadisleri söylemesi için 120 yaşına kadar yaşamış olması gerekiyordu.
23 senelik peygamberlik süreci içinde peygamber geceleri uyudu, günlük işleriyle uğraştı, dostlarıyla gülüp eğlendi, güreş tuttu ,Hasan ve Hüseyinin doğmalarından sonra günlerinin büyük bir bölümünü torunlarıyla oynayarak geçirdi. Yani anlayacağımız hz resul 23 sene nefes almadan dinsel hadiseler anlatmadı. Biri birşey danıştığında inançsal olgular hakkında kurana uygun cevaplar verdi, Kuran dışında hiç birşey söylemedi.
Tabiki peygamber insanlara Kuran'ın batini yani içsel anlamlarını anlattı. Asla emevi masallarını anlatmadı.Bu hadisler peygamberin Hak'ka yürümesinden 150 sene sonra yazılmaya başlanmıştı, üstelik peygamberin kesin ve kesin Allah kelamı Kuran dışında kendi sözlerinin yazılmasını yasaklamış olmasına rağmen.
Allah'ın kelamı Kuran'ı kerimle çelişen, Allah'ın yasaklarını, haramlarını helallaştıran bu hadisler genellikle isevi ve ibrani gibi yozlaşmış inançların iman gerçekleklerinden oluşmaktaydı.
Bu hadisleri uyduranlar aslında Islam karşısından yok olmak üzere olan eski inançlarını bir şekilde yaşatmak için bu yolu kullanmışlardı.
Bu bir taş'la iki kuş vurmak gibi bir şeydi, şöylekine; hem eski iman ettikleri inançların yok olmasını önledikleri gibi hemde Islam inancını Kuran'ı kerime rağmen yozlaştırmış oluyorlardı.
Bu nedenlerden dolayıda hz Isa'nın ahir zamanda gelecek tek mutlak kurtarıcı olduğu yalanını hz Muhammedin ağzıyla söylüyorlardı.
Bu tamda Vatikan söylemidir.
şöylekine; Katolik inancında Isa'nın tek kurtarıcı olduğunu kabul etmeyen kişilerin şeytanla işbirliği yapan sapkınlar olduğuna inanılmaktadır.
Bu görüşün tam Kuran karşıtlığı ve hz Muhammedin peygamberliğini ret emek olduğunu Nur cemaati beyin takımlarıda çok iyi bilmektedirler. Bu görüşü yavaş yavaş yıllarca süregelen bir süreçte Islami cılayla,hz Muhammedin ismini kullanarak verdikleri için toplum bu Vatikan önderliğinde Cia sponsorluğunda yapılan misyonerliğin pek farkına varamıyor.
Toplumsal hafıza bu misyonerliğin farkında olmadığı içinde Allah'ın Kuranda son peygamber, son yol gösterici ve on'dan sonrada başka bir peygamberin veya kurtarıcının gelmeyeceğini söylemesine rağmen Isa'nın tekrar gelerek insanlığın kurtarıcısı olacağını iman gerçeklerinden zannetmeye başlıyor.
Bu tür uydurulmuş binlerce ibrani ve isevi inanç olgularının anlatıldığı hadislerlerle idrak ve düşünce yetisini kaybeden toplum, Isa'nın peygamberlik veya kurtarıcılık görevinin hz Muhammed geldikten sonra son bulduğunun farkına bile varamıyor.
Allah Kuran'ı kerimde diğer inançların yozlaştırılmasından dolayı, hakikattan uzaklaştığı için hükümlerinin kalmadığını açık bir dille söylüyor ve devamında Allah dini tamamlandırdığını ve bunun eksik ve anlaşılmayan bir yanının olmadığını kesin ve açık bir dille anlatıyordu.
Kuran'ı kerimde hz Mumhammed'ın salt kurtarıcı olarak değilde Allah'ın elçisi olarak tebliğci olmasına ve tek kurtarıcının aslında Allah olduğunu söylenmesine rağmen isevi ve ibrani yozlaşmış inançlardan alıntılanan sözde hadislerde Mehdi isminde bir sürü kurtarıcılarla Isa'nın insanlığın mutlak kurtarıcısı olduğu bilgisi verilmekte.
Tarihte gücü biraz elinde bulunduran bir sürü şarlatan uydurulmuş hadislerde Mehti olgusu olmasından dolayı kendinilerini Mehti ilan ederek savaşlara katılmış,kendilerine bağlı toplulukları felaketlere sürüklemişlerdi.
Günümüzde ise kendinin asla hata yapmamasından dolayı bir nevi ilah ilan etmiş olan kürt Said'in takipcisi Harun Yahya takma adı kullanan Adnan Oktar şarlatanıda kendini Mehti ilan etmek için kendinin imam Ali soyundan gelen seyitlerden olduğu yalanını söylemekte hiç bir sakınca görmüyordu.
Din içinde öyle bir din yaratıyorlarki,ingiltere önderliğinde “Kürt Teali Cemiyeti”nin kurucusu zır cahil Kürt milliyetcisi said bir nevi ilah, Adnan oktar,Fetullah gülen gibilerde bu inancın kurtarıcı peygamberi Mehtileri olmuş oluyorlardı.
Bu tür insanlar Islamı iyice yozlaştırabilmek için arap milliyetciliği ürünü hadislerle yetinmiyorlar, hatta tevrat ve incil ayetlerini bilim kurgu öyküleriyle mutlak gerçeklermiş gibi sunuyorlardı.
Kürt said'in hiç hata yapmamış olduğuna inandıkları için bu zat'ın sözlerini Kuran'la eşdeğer görmelerinden dolayı nur cemaati için son ve tek kurtarıcı hz Muhammed değil hz Isa'dır.
Kürt Said'in kitaplarında ahir zamanda müslümanların hiristiyanlarla tek vücut olacaklarını ve bu insanlarada tek kurtarıcı olarak Isa'nın imam'lık edecegi Kürt said tarafından yazılmış olmasından dolayı Allah kelamı Kuranda hz Muhammedin son peygamber olduğu yazmasına rağmen nurcular için kurtarıcı ve uyulması gereken peygamber veya ilah Isa'dır.
Bu anlayış ise açıkça Kuran'ı ret etmek anlamına gelir.
Kuranda Allah hiç bir zaman Isa'nın tekrar kurtarıcı olarak geleceğine dair hiç bir şey söylememesine ve Isa'nın ve hiristiyanlığın hükmünün Hz Muhammedin gelmesinden sonra kalktığını söylemesine rağmen Isa'nın kurtarıcı olarak geleceğine iman etmenin, Allah'ı ve Kuran'ı ret etmek anlamına geldiği içinde bu görüşte olan Kürt Said,Adnan oktar, Fetullah gülen ve yazar çizer beyin takım tayfasının kıbleleri Kabe değil,vatikandır.
Müslümanlar şunu iyi bilmelilerki Isa'nın kurtarıcı olarak tekrar geleceğine iman etmenin hz Muhammedin son peygamber olmadığına iman etmek olduğu için, hz Muhammedin peygamberliğinede iman etmemektir.
Isa'nın kurtarıcı olarak tekrar gelmesine iman etmek Kuranda Allah dini tastamam tamamlandırdım, adınada Islam dedim demesine rağmen Islamı eksik ve yetersiz görmek demektir.
Isa'nın tekrar insanlığa kurtarıcı olarak geleceğine iman etmek hz Muhammedin ve Kuran'ı kerimin de bir gün hükmünün kalkacağına iman etmektir.
 
Cia'nın koruması ve yönlendirmesiyle pransilvanyada yandaşlarını yönlendiren Fetullah, son dönemlerde Türkiye Cumhuriyeti ile ilgili zırt pırt konuşmaya başladı.
1926 yılına kadar kendini Said-i Kürdi ismiyle tanıtan ve aynı isimli kitabının "Hatime" bölümünde "Ey Asuriler ve Keyanilerin cihangirlik zamanında piştar kahraman askerleri olan arslan kürtler, beş yüz senedir yattıgınız yeter. Artık uyanınız sabahtir" gibi söylemlerinde kürtçülük yapan Said, buna Türk devletinin musade etmeyeceğini anladıktan sonra 180 derece dönüş yaparak ismini Said-i nursi olarak degiştirir. Takipçileri Fetullah gülen gibi nurcular, Saidin kitapları Türkçeye çevrilirken bu tür kürtçülük söylemlerini çıkarmış, başka şeyler yazmışlardı.
Bu nedenlerden dolayı üstadı Said-i Kürdi gibi Fetullahta son dönem söylemlerinde Türk tanımlamasının Türkiye Cumhuriyeti anayasasında yer alamaması gerektiğini söylemekte.
Cia sponsorlu fetullah'ın esas amacı üstadi Kürt said'in hayalini gerçekleştirmekten ibarettir.

Cia koruması ve sponsorluğu altında yıllardır Abd'de yaşayan  Kürt said'den sonra cemaatin en ileri geleni Fetullah Gülen'de insanlığın kurtuluşunu ancak Isa mesih etrafında toplanmasından geçtiğini iddia ediyor.
Zamanında kurtuluş mucadelesi verilirken ingilizlerden aldığı destekle, fetvalarıyla zamanının apo'su şeyh sait eşkiyasına adam toplamayı görev edinen Kuvayı milliye düşmanı, Türkleri yafesin oğlu mecücün, yani şeytanın zürriyetinden gelenler olduğunu iddia eden Kürt milliyetcisi Said nursi cahilinin hiristiyan ve müslümanların tek ses, tek vücut olarak Isa önderliğinde birleşme söyleminin hayata geçirilme girişimini çırağı Fetullah Gülen'in Vatikan'la dinler arası dialog adı altında gerçekleştirmek istendiği görülmekte.
Bu tutumlarıyla nurcular olan Fetullah Gülen cemaatinin beyin takımı aslında Islami ve Kuranı yaşam ve hakim kılma gibi bir girişimin aksine Islamı yozlaştırarak tanımlanamaz,zıtlıklarla dolu bir konuma dönüştürmek istemekteler.
Dış siyasette Abd,Prensilvanyada Cia'nın yönlendirmesiyle söylemlemlerini bu çıkarlar doğrultusunda beyan ederek cemaat üleyelerini yönlendiren Fetullah gülen'in manevi olarak lideri oldugu nur cemaat'inin FBI ile ortak ilişkide olduguda meydana çıkmıştı.
https://www.fbi.gov/houston/news-and-outreach/in-your-community/outreach
 
FBI'nin resmi internet sitesinde Abd'deki Fetullah gülen dernek ve okullarının yanı sıra yahudiliğe en küçük bir itirazı bile susturmak üzere kurulu meşhur ADL örgütünün yanında "yağmurdamlası Türk evi" gibi örgütlerinde FBI ile ortak hareket ettikleri yazmakta.
Nisa 144'de Allah müminleri bırakıp (fitne fesat üreten,insanlığın ve barışın düşmanı)kafirleri dost edinmeyin demesine rağmen hz Peygamberi şeytan, müslümanlarıda şeytanla işbirliği yapan sapkınlar olarak gören Vatikan papasıyla gülen buluşması tamda "kişi sevdiğiyle beraberdir"tanımlamasına uyuyordu.
Kürt Said takipcisi Fetullah gülen ve vatikan'ın ortak projelerinde Isa'nın mutlak kurtarıcı olduğu beyinlerine yerleştirilen cemaat üyesi yeni nesil müslümanlara incil okutularak incil sevdiriliyordu.
Bu tür eylemlerinden dolayı ağır eleştiler alan Fetullah gülen ise kendini savunmak için bizde onlara Kuran'ı okutuyoruz ve sevdiriyoruz demiş, devamında da bedüzzaman Said nursiyi anlatıyoruz ve onların bu zata hayranlıklarını görüyoruz demişti.
Her haliyle kıvıran Fetullah gülen yine oyun içinde oyun oynuyordu.
Sanki Kürt milliyetcisi Said Islamın çok özel ve ortak bir şahsiyetide onu vatikana sevdirmiş oluyordu.
Hz Muhammedin şeytanla işbirliğine girmiş en büyük sapkın olduguna iman eden vatikan'nın hz Muhammedin getirdiği inancı yozlaştıran Kürt Said ve devamı olan Fetullah güleni sevmelerinden doğal bir şey yoktu aslında.
Vatikan aslında Islamiyeti ve Kuran'ı anlayarak sevmiyor, Kuran'ı ve Islamiyeti yozlaştıran ortaklarını seviyordu.
Islamiyetin Hiristiyanlık ve diğer inançlar karsında tavrı açıktır.
Kitap ehli olmalarından dolayıda hiristiyanlık ve yahudiliğe ve diger inançtan olanlarada azami edebi saygının gösterilmesini ister.
Islam kafirler olarak bir ırk'ı dini veya mezhebi kesinlikle hedef almamıştır, aksine insanlığa yararlı değerler üretemeyen fitne fesat üreterek toplumlar ve devletler arası düşmanlıklar üreten kişilerin isimleri müslümanda olsa on'ları kafirler olarak nitelemiştir.
Buna karşın vatikan ve hiristiyanlık için müslümanlar şeytanla işbirliği yapan sapkınlardır.
şöyle düşünün,Allah'a iman eden bir müslüman'ın şeytanla dialoğa girerek ortak noktalarda buluşması nasıl mümkün değilse, vatikanında Islam'la dialoğa girererek ortak noktalarda buluşması mümkün değildir.
çünkü on'lar için bizler her zaman şeytanla isbirliği yapan sapkınlarız !!!
Tarihte Katolik ve Ortodoks inancına muhalif Ariüs,Khatar,Pavlikan,Bogomil gibi hiristiyan mezhep inancında olan insanları sapkınlar diye tamamen katliamlarla yok eden vatikan fırsat bulduğunda şeytan'ın zürriyetinden gelen sapkınlar olduğuna inandığı müslümanlarında gözünün yaşına bakmayacaktır.
Vatikan ve Hiristiyan dünyası Fetullah gülen'in dediği gibi hiç bir zaman Katolik okullarında ögrencilerine Kuran'ı kerimi okutmamış,sevdirmesine vesile olmamıştır, aksine hz Muhammedi eli kanli bir katil olduğunu beyinlerine yerlestirmişlerdir.
Bir yanda müslümanları hz Muhammed'e olan bağlılıklarından dolayı şeytan'ın zürriyetinden gelenler,şeytanla işbirliği yapan sapkınlar olarak gören Vatikan papa'ları var.Dialoğun diger yanında da ibrani ve isevi inançlarını Islam içinde yaşatmak için uydurulmuş Emevi saçmalıklarıyla inanç şekillendiren, Isa'nın son ve mutlak kurtarıcı olduğuna iman eden Türk düşmanı Kürt milliyetcisi,zamanının Harun Yahya şarlatanı olan Said'in takipçisi Fetullah Gülen var.
Birde bunlar bizden Allah'ın adını kullanarak kokuşmuş yalanlarla dolu söylemlerine inanmamızı bekliyorlar !!!
Kendini Allah'ın yerine koyan,hiç hata yapmadıgını,hiç şaşırmadığını, ağzından hak ve hakikat haricinde hiç bir söz çıkmadığını kitaplarına yazan Kürt faşisti Said nursi şarlatanını insanların en seçkini olarak göstermeye çalışıyorlar.
çünkü ayni nokta'da buluşuyorlar.
Vatikan için hz Muhammed,son peygamber ve son kurtarıcı değildir.
insanlığın kurtarıcısı Isa'dır.
Nur cemaatinden olan Fetullahçılar içinde hz Muhammed son peygamber, son kurtarıcı değildir,insanlığın tek ve mutlak kurtarıcısı Isa'dır.
işte bu yüzden aynı noktada buluştukları için dialog yapabiliyorlar.
yani aynı değerlere önem verdikleri için birbirlerini anlayabiliyorlar.
Hz Muhammed'den başka Mehti,Isa gibi kurtarıcıların gelmesine iman etmenin Kuran'ı eksik ve yetersiz görmek ve Allah'ın din'i eksik gönderdiğine inanmak olduğu için bu Kuran'ı ret etmek anlamınada gelir.
Yani bu açıkça Allah Kuranda bunları söylemeyi unuttuda peygamber bu eksiklikleri giderdi,tamamladı demek gibi birşeydir.
Bu hadislerde aslında peygamber ağzıyla Allah öğretisi Kuran bertaraf ediliyordu. Bu hadisleri uyduran isevi, musevi ve eski arap inancı kökenli emevi,abbasi araplar uydurdurmalarında Isa'nın tek kurtarıcı olmasına inanılma formülünde aslında hz Muhammedi ve Kuran'ı keriminde inkar edilmesini sağlamış oluyorlardı.
Nurcular tarafından Allah'ın sadık kulu, özgür insan, devrim şehidi olduğu iddia edilen Kürt Said son nefesinde bile "Özgür bir Kürdistan tohumu ekiyorum. Onu geliştirip büyütün "demiştir.
Emevi arapların orta asya halkalarıyla karşılaştıktan sonra yağma ve katliamlarını meşrulaştırmak için hz peygambere istinaden uydurulan hadislerde orta asyalıları Nuh peygamberin lanetli oglu yafesin soyundan olan şeytan'ın zürriyeti mecüc soyundan gelenler olduğunu söylemişlerdi.
Bu uyduruk hadislerle imanını şekillendiren Kürt Said, bu emevi yalanını daha da anlamlı kılabilmek için Tatar'ların, özbek'lerin, kazak'ların yani dolayısıyla bütün Türkler'in mecücün zürriyetinden gelen nesli bozuk sapkınlar olduğunu söylemişti.
Bu zır cahil Kürt faşisti Kuran dersi aldığı hocalarını bile hiç bir şey bilmiyorlar diye aşağılamış olmasının altında yatan gerçek aslında daha farklıydı.
Kendi kuyrukçuları tarafından risalelerin kuranla aynı eşdeğerde olmasına inanılmasından dolayı Kürt Said bütün Islam aleminin muhtacı olan en büyük düşünür,ilmi bakımdanda Aristo, Ibni Sina, Ibni rüşt,Farabi,Mevlana ,Hacı Bektaşi veli gibi insanların üzerinde olduğu iddia edilmişti.
Kuranda Allah'ın dini eksiksiz tamamlamış olmasından dolayı bir daha başka bir peygamberin gelmeyecegi ve hz Muhammed'le bu sürecin bittiğinin yazılmış olmasına rağmen Kürt Said takipçilerinin Isa'nın müslümanlarada imamlık yapacak olan son kurtarıcı olarak görmelerinden dolayı hz Muhammed'in hükmünün geçmiş olmasına inanıyor olmalarının yanında Kürt Said'in tarihin en büyük düşünür ve bilim adamlarından da üstün olduğunu iddia etmeleri aslında devede kulak gibi kalıyor.
Risalelerinde hz Muhammedi bertaraf eden,Türkleri aşağılayan Laik Türkiye Cumhuriyeti karşıtı Said, kadın'ların boşanmak için mahkemeye başvurmalarını ise Islam onuruna yapılmış hakaret olarak nitelemişti !!!
Yazdığı kitaplarda kendisinin üstün meziyetlere sahip zamanın harikası ilan eden zamanın rezili Said, bununlada yetinmiyor hiç soru sorulmadan bile sorulacak soruların cevaplarını birden söylediğini iddia ederek niyet okuyuculuğunun yanı sıra gaipten haberlerde verebildiğinide söylüyordu.
O kadar bozuk dille yazılmış olmasından dolayı çoğu yerde ne dediği anlaşılmayan ilmi ve edebi hiç bir değeri olmayan birbirinin tekrarı olan yazılarını Kuran'la eşdeğer gören Kürt Said, Kuran'da gaibi ancak Allah'ın bileceği yazmasına rağmen kendisi gaipten haberlerde veriyordu.
Hatta cifr diye tabir edilen sayısal hesaplama olgusunu kullanarak Imam Ali'nin hutbeleri ve sözlerinden oluşan "nechul belaga"da bile kendisinin zamanın harikası,büyük üstat,en üst beyin olarak geleceğinin bildirildiğini iddia edecek kadar küfrünün içinde kibirleniyordu.
Kürt Said Kuranda cifr'in yasaklanmış olduğunu bilmesine rağmen (bilmiyorsa bu dahada vahimdir) bu olguyu kullanarak önceki Islami anlatımlarda kendinden önceden haberler verildiğini iddia edecek kadarda kuran dışı kibirli davranışlar sergileyebiliyorduda.
Bu kibiri o kadar ilerlemiştiki önceden ders aldığı hocaların hiç birşey bilmediğini iddia ederek kendisine bir nevi ilahi payeleri vererek Allah tarafından doğuştan bahş edilen güçlerinin,bilgisinin olduğunu ima ediyordu.
O kadar kendini çok üstlerde görüyorduki bütün insanlık birleşse bile Sait'e birşey ögretemezdi,çünkü o önceden herseyi biliyordu !!!
Herşeyi bilen birinede insanlığın ilmi bilgi olarak verebilecegi hiç bir şey yoktu !!!
Oysa buda Kuran ruh'una ters ve aykırı ve sapkın bir anlayıştır.
çünkü Allah, hz Muhammede bile Kuran'da seni biz ne bir zorba hükümdar gibi insanları zorlayan nede bir çoban gibi insanları gütmen için görevlendirmedik ,senin görevin tebliğ'den yani benim verdiklerimi insanlarla paylaşmaktan ibarettir demişti.
Kürt Said ise kendini peygamberden bile üst derecede her şeyi bilen küçük ilah gibi görüyordu.
Zamanında radyo'dan nasıl sesler geldiği sorulduğunda,radyo ses dalgalarını cihazın içindeki küçük melekler konuşuyorlar diyerek açıklamıştı !!!
Bilimsel verileri öğrenmek için üniversitelerde bilim ögrenmeyede gerek yoktu, her şeyi bilen Kürt said'de sormak,yada risalelerini okumak yeterli oluyordu, çünkü o herşeyi sorulmadan önceden bilebilen bilim üstü bir varlıktı !!
 
Sonuç olarak Cia sponsorlu Nurculuk ve ya Gülen cemaati kalu beladan beri var olan Hak inancının son aşaması olan Islam inancını yıkmak için musevi ve isevi inançlardan uyarlanmış emevi hadisleriyle ne olduğu belirsiz zıtlıklarla dolu Islam içinde yeni bir din yaratıyorlar.
Cia ve vatikan destekli Kuran karşıtlığı olan bu inanca birde gerçek Islam yorumu diyorlar.
Hayatı boyunca Türk ulusunun milli duygu ve maneviyatını yıkmak ve büyük Kürdistan'ın kurulması için ömrünce mucadele eden Kürt Said ve takipçileri Islamın ve Türkiye Cumhuriyetinin en büyük düşmanlarıdırlar.
Bu tür insanlara saygı duyarak değer vermek celladına aşık olmak gibi bir şeydir.....