FETULLAH CEMAATİNİN İNANÇ ÖNDERİ SAİDİ NURSİ KİMDİR ?

FETULLAH CEMAATİNİN İNANÇ ÖNDERİ SAİDİ NURSİ KİMDİR ?

FETULLAH CEMAATİNİN İNANÇ ÖNDERİ SAİDİ NURSİ KİMDİR ?

1926 yılından sonra Said-i Kürdi adını kullanmayıp said-i Nursi adını kullanır. Bu ad değişikliği ile ilgili Türkçü Nihal Adsız su tespiti yapar:" Kürtlerin olmayan,varsayılan meziyetlerinden bahsediyor. Kısacası, onlara devlet kurdurmaya çalışıyor. Tabi devletin buna müsaade etmeyeceğini anladıktan sonra 180 derece çarkla said-i Kürdi olan adını Said-i Nursi yaparak ve nur risaleleri diye bilgisizliğin ve yönsüzlüğün örneği olan karalamalar düzerek bir din mürişidi gibi ortaya çıkmayı başarıyor." (Adsız, makaleler 111- makale adı" nurculuk denen sayıklama)

Örneğin Said-i Kürdinin "iki Mekteb-i Musibetin Sehadetnamesi yahut Divan-i Harb-i Örf-i ve Said-i Kürd-i" adlı kitabının "Hatime" bölümü türkçe harflerle basımı sırasında yandaşlarınca değiştirilmiştir.

" Hatime'nin" esas metni şöyledir:
 " Ey Asuriler ve Keyanilerin cihangirlik zamanında öncü kahraman askerleri olan arslan kürtler, beş yüz senedir yattığınız yeter . Artık uyanınız sabahtır......... Hemde milliyet denilen mazi derelerinde ve hal sahralarından ve istikbal dağlarında  olan Rüstem-i Zal, Selahaddin-i Eyyubi gibi kürt dahi kahramanlarıyla bir çadırda oturan aile gibi........."

Said-i Kürdi, ingilizlerin desteklediği 1909, 31 Mart yobaz ayaklanmasına katılmış, milli mücadele döneminde Kürt Teali Cemiyeti kurucuları arasında yer almıştır. Bugün dahi Nurculukta cuma namazı kılınması farz kabul edilmez. Çünkü Said-i Kürdi’nin anlayışına göre ülke hala “müslüman” değildir. “Dar-ül harp”tir
Ayrıca imam Ali’nin ve İslam Dünyasındaki ünlü kişilerin sözlerinden cifir yaparak kendisini haber verdikleri anlamını çıkartır.
Oysa İslam’da gelecekten haber vermek yasaktır!…

Gerek Avrupa filozoflarına, gerek ülemasına ve gerek okullarda yetişmiş olanlara meydan okuyan, kendisi hiç soru sormadan sorulan soruları eksiksiz cevaplandıran…”(Lem’alar Risalesi) işte Said-i Nursi böyle üstün bir kişi olduğunu kendisi anlatıyor…

Ayrıca İzmir ve Erzincan depremleri için şöyle dedigini F. Gülen kendisi naklediyor:”Ya oralarda hiç hizmet eden yoktu(dine hizmet eden) veya onlar yenik durumda idiler ki bu bela başlarına geldi.”. Yani müslümanı varsa bile azınlıktaydı.
Eseri “Risale-i Nur” Kuran-ı kerim’in yirminci asırdaki tefsiri sayılmıştır.