Eski Türklerde Tengri'nin kadın kağanı in Anna.

Eski Türklerde Tengri'nin kadın kağanı in Anna.

Sümerlerden sonraki  mezopotamya uygarlıklarında aşk tanrıçası olduğu bilinen "İştar" aşağı yukarı bin sene sonra babilde aşk tanrıçasına dönüştürülen sümeri İn anna idi.
İn anna hakkında Parrot Andre. “Sumer” 1960 München, s.64-65'da bazen gök Tengri'nin kızı bazende hanımı konumunda sümerlerden sonra oluşan mezopotamya inançlarında çesitli konumlarda görüldüğünü yazmaktadır.
Emin Bilgiç, “Sümerler” maddesi, Türk ansiklopedisi, cilt: 30, s.122'da İn anna'nın Enki'nin kızı olduğunu söylemektedir.
Oysa sümer yazıtlarında İn anna ile Uruk hakanı Dumuzi'nin birbirlerine evlenmeden öncesi ilişkilerinin anlatıldığı, manilerin söylendiği destanda, insani duyguları, heyecanları olan doğal insanlar oldukları görülmektedir.
"Sevgi kendi yolunu bulur" başlığının kullanıldığı destanda "tigi" diye isimlendirilen Sürmerce "tigi" sözcüğü, Turani dillerde koşuk, türkü anlamına geldiği görülmektedir .
Türkmencede demek anlamına gelen dimek, digi sözü "Tigi" sözcüğüyle aynı kökten türetilmiş tanımlamalardır.
Sümerlerde "Tigi" sözünden türetilmiş "Du-ga" sözcüğüde söylemek anlamına gelmektedir. Du ga sözcüğünün Türkiye Türkçesinde Tanrı'ya edilen dua sözcüğünün kök sözcüğü olduğunuda görmekteyiz. Sümerler mani ve Türkülerine "yürek tarını(sazını) çalmak" diyerekten daha da bir anlam vermişlerdi. Destan, İn anna'nın kendi kendine söyleyişiyle başlar.

"Önceki gece ben hanım hakan, parlayarak açıldığım çağda,
Önceki gece ben göğün hanım hakanı, parlayarak açıldığım çağda,
Parlayarak açılıp  oynadığım çağda
Aydın ışığın geceyi yendiği anlarda,
İçimden türkü mırıldandığım çağda."

İn anna'ın söylediği dörtlükte İn anna'nın göğün, Tengri'nin kadın hakanı,kağanı olduğu açıkca anlaşılmaktadır.

"O, benimle karşı karşıya geldi, o benimle karşı karşıya geldi
Koç yiğit “Kuli anna” (Dumuzi) benimle karşı karşıya geldi
Koç yiğit, elini belime koydu
Uşumgal anna (Dumuzi) , beni kollarına alarak kucakladı."

İkinci dörtlükte, İn anna'nın bir tanrıça değilde bir genç kız heyecanıyla sevdiği erkeğin vasıflarını anlattığı görülmektedir.
Sümer yazıtlarında ve sümerologların çevrilerinde ismi "meşru oğul" anlamına gelen Dumuzi'nin tanrısal olduğuna dair  bir tespite ve vurguya pek rastlanılmamıştır.
O sadece Uruk kentinin hakanıdır.
Sümerce "İn" sözcüğü; iye (sahip), pir, yol gösterici anlamlarına gelen "En" sözüyle aynı anlama gelmektedir. Sümerler konusunda araştırmalar yapan bilim insanları bu sözleri kendi dillerindeki seslere göre yazmalarından dolayı sümerce olan bu sözcükler bazen değişik söylem biçimleriyle yazılmıştı. "An na" sözcüğünün önündeki "An" tanımlamasını eski Türkler sonsuz gökyüzünde, sonsuz mavilikte olduğuna inanılan Tengri olarak ifade etmişlerdi.
Ünlü Türkmen şair Mahmutgulu'nun bir dörtlüğü buna örnektir.

"Ya Hızır-Ilyas ile Şah Süleyman "An"dadur
Ya Selim Şah Mekke Hanı İbni Sultan "An"dadur
Bayazıt Sultan Uveys Harakanı Migan "An"dadur
Dayanur Musa asası Mari gördüm sondadur"

Buna benzer vurguyu Yunus Emrenin hz Peygamberi görme, ulaşma arzusunun anlatıldığı nefesinde de görmekteyiz. Yunus nefesinde An sözcüğünü Tanrı anlamında kullanmıştır.

"Ali ile Hasan, Hüseyin An'da
Sevdası gönüllerde muhabbet canda
Yarın mahşer gününde hak divanında
Ya Muhammet canım arzular seni"

Dilimizde yemin etmek anlamına gelen, Tanrı'ya edilen yemin olan "Ant" içmek sözcüğü Kuran'da Allah'ın yemini olan "Andolsun" olarakta ifade edilmişti.
İn anna'nın Dumuziyi kastederek "Kuli anna" tanımlamasının bire bir çevrisinden " Tengri'nin Kulu" anlamı çıkmaktadır !!!
Kuli sözcüğü çok az bir değişimle Türkçede kul, Tanrı'nın/Allah'ın kulu tanımlamasıyla aynı anlama gelmektedir.
Sümerlerde ise kul/kuli söcüğü tanımlaması Tengri'nin dostu anlamına geliyordu.
Sümerlerden sonraki milletlerde baştan akadlar olmak üzere Dumuzi, Tamus, Tomos,Tammuz ismiyle büyük bir tanrıya dönüştürülmüş olsada İn anna'nın Dumuzi'ye Kuli anna (Tengri'nin kulu,dostu) olarak tanımlaması Tengri inancının sümerlerden sonra ne kadar yozlaştırılarak özünden uzak bir inanca dönüştürüldüğünü göstermektedir.
Destanda "Uşumgal anna" sözcüğü ise Tengri'nin ejderhası anlamına gelmektedir.
Dumuzi'nin eşi İn anna ise babilde İştar, antık Yunanda Afrodit, Romada Venüs olaraktan cinsellik ve şehvetin tanrıcasına dönüştürülmüştü.